''Shrove Salı’' 'sından itibaren oruç tutan İngiliz Hristiyanların kilo yapan
tereyağ ve yumurtayı yedikleri son gün imiş. Dini bir anlamı var
yani!
Oruç süresince bu gıdaları(tereyağı ve yumurta)
yemeleri yasakmış. Shrove, İngilizce shrive yani günah çıkartmak anlamına
geliyormuş. Eskiden o gün kilisede çan çalar ve günah çıkartmak isteyenler de bu
çan sesi ile birlikte kiliseye giderlermiş. 1445 yılında Buckinghamshire,
Olney'de bir hanım, tavada bu kreplerden pişirirken çan sesini duyup geç kaldığı
için, farkında olmadan üzerinde önlüğü, elinde tavası ve içinde de yaptığı
kreple kiliseye koşmuş. Günahlarından arınma işlemini-duasını- kaçırmamak için.
Bu da İngiltere’de bir geleneğin başlangıcı olmuş! Ne kadar ilginç değil mi?
Günümüzde İngiltere’nin çeşitli şehirlerinde “Günah Çıkartma Salısı’nda”
yarışmalar yapılmakta, elinde tavası ve krebi olmak üzere hanımlar
koşmaktaymış.(-mış diyorum çünkü ben henüz böyle bir etkinliği göremedim.)
Yarışmadaki kurallardan biri tavadaki krebi üç defa
havaya atarak çevirmek, diğer yandan da koşmakmış. Bir diğeri de başına eşarp
örtmek ve önlük giymekmiş. Krebi, çanı çalan görevliye ilk defa teslim eden,
görevli tarafından öpülerek birinciliği ilan ediliyormuş! İnanışa göre krepler,
o akşam saat 8:00 ‘den önce yenmeliymiş. Yoksa kötü şans
getirirmiş.
Krebin içine konulan;
Yumurta – Yaratılış
Un – Hayatın bileşenleri
Tuz – Sağlık
Süt –
Saflık, arılık
anlamına geliyormuş.Konu ile ilgili pek çok şiir ve
şarkı da var internette gezinince. Bunlardan biri Christina Rossetti’ye aitmiş
ve şiiri:
Mix a
pancake,
Stir a
pancake,
Pop it in the
pan.
Fry the pancake,
Toss the pancake,
Catch it if you can.
Batı
Somerset’te yaygın olan bir tekerleme de şöyle imiş ki ben bunun ses uyumunu pek
sevdim:
Tippety-Tippety-tin;
Give me a pancake and I'll come in.
Tippety-tippety-toe,
Give me a pancake and then I'll go.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder